HİPERTANSİYON HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER 20 Nisan 2022, 15:06
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu(AHEF) Eğitim Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi Uzm. Dr. İsmail Çiftçi hipertansiyon hakkında bilgi verdi.
Genellikle kan basıncı yüksekliği olarak tanımlanan hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. Erişkin bireylerde istirahat halinde büyük tansiyonun 140 mm Hg’ nın veya küçük tansiyonun 90 mm Hg’ nın üzerinde olması ya da her iki durumun birlikteliği hipertansiyon olarak adlandırılır. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Eğitim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. İsmail Çifçi, ülkemizde her üç yetişkinden birinin hipertansiyon hastası olduğunu ve bu kişilerin önemli bir kısmının düzenli ölçüm yaptırmadığı için hastalığından haberdar olmayarak tedavi imkanına ulaşamadığını vurguladı.
Doğru ölçüm için nelere dikkat edilmeli?
Kan basıncı ölçümünde hatalı uygulamaların tanı ve tedaviyi olumsuz etkilediğini söyleyen Uzm. Dr. Çifçi, doğru teknikleri şu şekilde sıraladı;
- Kan basıncı onay almış manuel veya otomatik tansiyon aleti ile her iki koldan ölçülür. Ölçümlerin sonucu birbirinden farklı ise yüksek olan değer dikkate alınmalıdır.
- Ölçümden en az 30 dakika öncesinde tütün ve kafein içeren ürünler kullanılmamış olmalı, egzersiz yapılmamalı, yemek yenmemeli veya tuvalete sıkışık olunmamalıdır.
- Kişi oturur pozisyonda en az 5 dakika dinlenmiş halde ve kolu kalp seviyesinde tutularak ölçüm yapılmalıdır.
- Manşon üst kolun en az %80’ini sarmalıdır.
- Mümkünse aynı koldan 2 dakika ara ile en az 2 ölçüm alınmalı, aralarındaki fark 5 mm Hg’ dan fazla ise ek ölçümler alınmalı, değilse ortalaması alınmalıdır.
Hipertansiyonun belirtileri nelerdir? Kimler risk altında?
Hipertansiyonun çoğu zaman belirti vermeden sinsice ilerlediğine dikkat çeken Uzm. Dr. Çifçi, en sık görülen belirtilerin ise enseden başlayan baş ağrısı, kulaklarda basınç hissi, burun kanaması, mide bulantısı, çarpıntı ve nefes darlığı olduğunu vurguladı. Risk faktörlerini ise sigara, ileri yaş, genetik aktarım, obezite, şeker hastalığı, aşırı tuz tüketimi, hareketsiz yaşam ve stresle baş edebilme becerisinde zayıflık olarak tanımladı.
Hipertansiyonu önleme ve tedavide yapılacaklar nelerdir?
Uzm. Dr. İsmail Çifçi, haftanın en az beş gününe yayılmış ve kişiye göre planlanmış egzersizlerin sadece hipertansiyon değil birçok kronik hastalığı önlemede önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca aşırı tuz tüketimi ve yüksek sodyum içerikli gıdalardan kaçınılması, sigaranın asla kullanılmaması, doymuş yağların tüketilmemesi, bol lif içeren meyve, sebze ve kuru baklagillerin diyete dahil edilmesi, günlük 2-3 litre sıvı alımı ve düzenli uykunun önemine dikkat çekti.
Tansiyon yüksekliği saptanan kişilere öncelikle yaşam tarzı ile ilgili değişiklikler önerildiğini belirterek, bu noktada ilk olarak sağlıklı bir beslenme planı oluşturulup kişilerin ideal kilolarına ulaşmalarına destek olunması gerektiğini söyledi. Bu kişilerin beden kitle indeksi, bel ve kalça çevresi ölçümünün yanında vücut yağ oranı değerleri ile takip edilebileceğini iletti. Ek olarak, “Hastalığın tedavisinde yaşam tarzı değişikliklerinin yanında tansiyon ölçümleri, kan ve idrar değerleri takibi, yılda en az bir kere fizik muayene ve gerekli hastalarda düzenli ilaç kullanımı hayati önem taşıyor” dedi.
Hipertansiyon tedavi edilmezse ne olur?
Kontrolsüz hipertansiyonun ciddi doku ve organ hasarlarına neden olduğunu belirterek bu durumun damarlarda genişleme ve yırtılma, görme kaybı, böbrek fonksiyonlarında bozulma, kalp yetmezliği, beyin kanaması ve felç gibi tehlikeli sonuçları olabileceğini aktardı.
Tansiyon ilaçları zararlı mı?
Tansiyonu düşüren ilaçların da diğer ilaçlarda olduğu gibi bazı yan etki potansiyellerinin olduğunu ileten Uzm. Dr. Çifçi, bu sebeple hekim tarafından önerilmemiş hiçbir ilacın kullanılmaması gerektiğini, tansiyon tedavisinin kişiye özel olduğunu ve başkasına iyi gelen ilacın sizde doğru seçim olmayabileceğini söyledi. Ayrıca, “Hekimler ilaç seçimlerini hastanın fizik muayene bulguları ve tansiyon değerleri ile birlikte mevcut ve geçmiş hastalıklarını, laboratuvar testlerini, EKG ve gerektiğinde ekokardiyografi tetkiklerini değerlendirerek yapar. Takiplerinde doz veya ilaç değişimini yine bu değerlere göre kişiye uygun şekilde düzenleyerek hastasını bilgilendirir. Bu sayede yan etki oranları minimuma inmiş olur” dedi.
DIĞER HABERLER
-
Bir Umut Öyküsü: Doruk Ali'nin Menenjit Yolculuğu #bittinsenmenenjit
26 Ocak 2024, 11:58 -
AHEzone'un Yeni İçeriği Yayında!
28 Kasım 2023, 15:27 -
AHEKON 2023'TE SAĞLIKTA ŞİDDET UNUTULMADI
06 Kasım 2023, 22:51 -
DR. ERDOĞAN:
28 Ekim 2023, 20:16 -
BAKTERİYEL MENENJİT VE MENİNGOKOKAL SEPTİSEMİ, AMPÜTASYONLAR VE HATTA ÖLÜM GİBİ KOMPLİKASYONLARA YOL AÇABİLİRLER
23 Ekim 2023, 16:05 -
AHEF BAŞKANI DR. KEMAL NOYAN KOCAELİ'DE BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
09 Ekim 2023, 14:04 -
AHEF YÖNETİM KURULU BAŞKANI DR. KEMAL NOYAN: “BAZI ASM’LER ÖDENEK YETERSİZLİĞİ NEDENİYLE SAĞLIK ÇALIŞANLARINI İŞTEN ÇIKARMAK ZORUNDA KALIYOR.
20 Eylül 2023, 12:23 -
20 Eylül 2023, 10:10
-
AHEF AİLE HEKİMLİĞİ GÜNLERİ ADANA'DA BAŞLADI
16 Eylül 2023, 15:01 -
SAĞLIK TERÖRÜ DEVAM EDİYOR
16 Eylül 2023, 14:43