ORMANLAR NEDEN YANIYOR? 23 Temmuz 2022, 20:23
AHEF Örgütlenme Komisyonu Yönetim Kurulu ve DAHED Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Bilal BATKAN ormanların temel fonksiyonlarını ve orman yangınlarının nedenlerine ilişkin yaklaşımları kaleme aldı.
ORMAN YANGINI NEDİR?
Denizli’nin ormanlık bölgelerinden biri olan İnceler ( Bozkurt )’de Aile Hekimi olarak çalışan ve eşi Orman Yüksek Mühendisi olan bir Doktor olarak son dönemde çok karşılaşmaya başladığımız orman yangınları hakkında ASM’de Yaşam için yazdığım yazının ilgi çekmesi dileğimle keyifli okumalar diliyorum.
Eşimin mesleği gereği ormanlar ve orman yangınları hakkında özellikle yaz ayları evimizde sık sık sohbetlerimiz olur ( Aile Hekimliği ile ilgili sorunları konuşmaya çalıştığımız gibi ). Bu sohbetlerde her konuşmada da yeni yeni şeyler öğreniyorum. Bunları biraz derleyip toplayarak sizlerle paylaşmak istedim.
Ülkemizde yaklaşık olarak 23000000 hektar ormanlık alan mevcut olup, kıyı şeridinde yoğunlaşmıştır.
Belli bir alandaki ağaç toplulukları orman olarak düşünülse de teknik anlamda, belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren, topraklı alanda genellikle doğal yollardan oluşmuş bir kara ekosistemi olarak tanımlanmaktadır.
Orman ekosistemlerinde kendiliğinden oluşan mal ve hizmetler orman fonksiyonu olarak adlandırılmaktadır. Bu fonksiyonlar toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerine göre değişiklik göstermektedir
1993 yılında Helsinki’de toplanan Avrupa ormanlarının korunması 2. Orman Bakanları Konferansı’nda alınan ve Ülkemizin de taraf olduğu kararlar çerçevesinde “Sürdürülebilir Orman Yönetimi”nin tanımı yapılmış ve bu tanıma göre ormanların 3 temel fonksiyonunun olduğu kabul edilmiştir. Bunlar;
1-Ekolojik,
2-Ekonomik ve
3-Sosyal fonksiyonlardır.
Ayrıca daha geniş bir perspektiften bakıldığında orman fonksiyonları 10 adet olarak belirlenmiştir.
1-Orman Ürünleri Üretimi Fonksiyonu,
2- Hidrolojik Fonksiyon,
3-Erozyonu Önleme Fonksiyonu,
4-İklim Koruma (Klimatik) Fonksiyonu,
5- Toplum Sağlığı Fonksiyonu,
6-Doğayı Koruma Fonksiyonu,
7-Estetik Fonksiyonu,
8-Ekoturizm ve Rekreasyon Fonksiyonu,
9-Ulusal Savunma Fonksiyonu ve
10-Bilimsel Fonksiyondur.
Ana başlıklar halinde sıraladığımız bu fonksiyonları da kendi içinde pek çok alt başlığa ayırmak mümkündür.
Ormanlar, barındırdığı sayısız canlı türleri ile birlikte oldukça dinamik bir yapıya sahip ekosistemler olarak büyük ölçüde insan kaynaklı tehlikelere maruz kalmakta ve devamlılıkları tehlikeye düşmektedir. Böcek, mantar zararları gibi biyotik ve fırtına, kar gibi abiyotik faktörler olarak sınıflandırılan bu faktörler arasında insan kaynaklı yangınlar, ormanların sürekliliğini tehlikeye atan en önemli tehlikelerden biridir.
Yangınlar, sadece ülkemiz ormanları için bir tehlike olmayıp diğer Akdeniz ülkeleri ve Avustralya ile ABD’nin bazı bölgelerinde de ormanların geleceğini tehdit etmektedir. Türkiye’nin önemli bir bölümü, coğrafi konum itibariyle yangınlara müsait meteorolojik koşulların bulunması, daha kolay yanma özelliklerine sahip bitki örtüsü ile kaplı olması ve kıyı bölgelerinde özellikle yangın sezonu boyunca yoğun nüfus hareketleri nedeniyle her yıl çok sayıda orman yangını çıkmaktadır.
Orman yangınlarını diğer afetlerden ayıran en önemli özellik önlenebilir olmasıdır. Bu nedenle yangın önleme faaliyetleri yangın söndürme ve yangın sonrası sahaların tekrar rehabilite edilmesi faaliyetlerinden daha önemlidir. Yangın önleme faaliyetlerinin etkin olarak yürütülmesi orman yangınlarının meydana gelmesine engel olacağı için söndürme çalışmaları ve daha sonra yanan sahaların temizlenerek tekrar ağaçlandırılması çalışmalarının zorunluluğunu ortadan kaldırmış olacaktır.
Yangın önleme faaliyetlerinde başarılı olabilmek için öncelikle yangın çıkış nedenlerinin iyi incelenmesi ve bu nedenlere yönelik tedbirler alınması gerekmektedir.
Yangın çıkış sebepleri incelendiğinde yıldırım düşmesi gibi nedenlerden oluşan doğal yangınlar hariç hepsi insan kaynaklıdır.
ORMAN YANGINI NEDİR?
- Ormanlık alanlarda meydana gelen,
- Arazi yapısı, orman ağaçlarının özellikleri ve meteorolojik duruma göre davranış gösteren,
- Genel olarak yayılma eğilimine sahip,
*Orman ekosistemi içinde yer alan ağaçlardan yaban hayvanlarına , böceklerden kuşlara mantarlara, mikroorganizmalara kadar pek çok canlıya zarar veren,
- Tehlikeli ve tahripkâr olabilen bir açık alan yangın türüdür.
Yukarıdaki maddelerden de anlaşılacağı gibi, orman yangını sadece yaşadığımız şehrin havasını temizleyen, ülkemizin oduna dayalı hammadde ihtiyacını karşılayan ağaçların değil, ormanda barınan ve ormana fayda sağlayan binlerce canlının da yanıp yok olması ve mevcut ekolojik dengenin bozulması demektir.
Orman yangınlarının sebepleri
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de 2001-2020 dönemi orman yangınlarının sebepleri incelendiğinde yangınların %40’ının sebebinin belirlenemediği, %35,3’ünün ihmal-dikkatsizlik, %11,8’inin yıldırım, %8,0’ının kasıt ve %4,9’unun kaza olduğu ortaya çıkmaktadır. 2021 yılına bakıldığında 2793 adet yangının çıktığı ve bu yangınlarda 139503 hektar orman alanının tahrip olduğu görülmektedir.
Yanan orman alanlarına bakıldığında 2021 yılının ekstrem bir yıl olduğu görülmektedir. Dünya geneline bakıldığında 2021 yılı ABD, Yunanistan, Avustralya, Meksika gibi ülkelerde orman yangınlarının çok büyük boyutlara ulaştığı hatta Rusya, Kanada gibi iklim Şartları nedeniyle orman yangınları ile başı çok derde girmeyen ülkelerde bile günlerce süren orman yangınları meydana gelmiştir. Bunun nedeni özellikle küresel ısınmanın neden olduğu sıcaklık artışları ve kuraklıktır.
Orman yangınının oluşabilmesi için YANGIN ÜÇGENİ denilen 3 unsura ihtiyaç vardır.
Bu unsurlar; sıcaklık, oksijen ve yanıcı madde olup, yangının çıkabilmesi için tutuşma sıcaklığının en az 300-400 derece, oksijen oranının %20-21 civarında olması gerekmektedir. Bu üç faktör dikkate alınarak yangın anında yangının söndürülebilmesi için tutuşma ısısının ve oksijen miktarının düşürülmesi gerekmektedir. Özellikle oksijen oranının %15 ve altına düşürülmesiyle yangın kontrol altına alınabilir. Yanıcı maddenin ortamdan uzaklaştırılması ise yangının kontrol altına alınabilmesi için ikinci derecede önemli unsurdur. Yanıcı maddelerin uzaklaştırılması yangına yakın mesafedeki ağaçların şeritler halinde kesilerek ve örtü temizliği yapılarak gerçekleştirilebilir.
Yangınlarla ilgili özellikle son yıllarda kamuoyunda oluşan yanlış algılara değinmekte fayda var.
Bunlardan birincisi ülkemiz orman yangınlarında neden uçak kullanılmadığı ile ilgili olarak;
Uçaklar deniz, göl gibi büyük su kaynaklarından su alabilir helikopterler ise doğal su kaynaklarının yanı sıra Orman Genel Müdürlüğünce yaklaşık 4 km. aralıklarla yapılan sayısı 4000 in üzerinde olan su toplama havuzu ve göletlerden su alma özelliğine sahiptir.
Uçaklar düz arazilerde daha etkili söndürme faaliyeti gerçekleştirirken helikopterler ülkemiz gibi engebeli ve dağlık arazi yapısına sahip alanlarda yangın esnasında daha can alıcı noktalara su atışı yapabilmektedir.
Helikopterlerin manevra kabiliyeti daha fazla olduğu için daha kısa sürede farklı noktalara su atabilmektedir.
Yangın söndürme çalışmaları sadece havadan yapılan müdahaleler değildir. Aynı zamanda yer ekipleri tarafından da söndürme çalışmaları yürütülür. Helikopterler özellikle yol ağının bulunmadığı ya da kara araçları ile trasferin çok zaman aldığı noktalara yangın söndürme yer ekiplerinin farklı noktalara naklinin yapılmasını sağlar.
İkincisi ağaçlandırma çalışmalarında yangına hassas kızılçam yerine neden zeytin gibi türlerin kullanılmadığı;
Ormancılık çalışmalarında doğaya uygun çalışmak temel prensiptir. Bir bölgede var olan bitki türleri yüzlerce hatta binlerce yıl içinde o bölgenin iklim özellikleri, toprak yapısı hatta faunası gibi vejetasyon koşullarına uyum sağlamış, mevcut şartlarda optimum gelişmesini yapan türlerdir. Kızılçam da bizin ülkemizin iklim yapısı, toprak özellikleri, denizden yüksekliği ekstrem sıcaklıklarına uyum sağlamış doğal türümüzdür. Üstelik hızlı gelişen, doğal yollarla gençleştirilebilen ve oduna dayalı hammadde ihtiyacımızı karşılayan önemli bir türümüzdür.
Belirli şartlarda tür değişikliğine gidilebilir ancak buna karar vermek çok ciddi disiplin gerektiren bir çalışmadır. 1975 yılından itibaren Kocaeli yarımadasında monteri çamı ile tür değişikliğine gidilmiş ve geniş alanlarda bu tür ile ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. Belli bir süre sonra bu ağaçlarda böcek zararı yüzünden kurumalar görülmüş ve tekrar doğal türler kullanılmaya başlanmıştır.
Zeytin gibi ağaçlar ülkemizin belli bölgelerinde yetişebilmektedir. Ancak bunlar 50-200 dönüm gibi alanlarda gübreleme, ilaçlama, toprak işleme hatta sulama faaliyetleri gibi entansif çalışmalarla yetiştirilmektedir. Orman ağaçlandırmaları 5000-50000 dönüm gibi çok büyük alanlarda gerçekleştirilmekte ve bunların zeytinliklerde olduğu gibi her yıl gübrelenmesi, ilaçlanması, sulanması, toprak işlemesi yapılması mümkün değildir. Çünkü bu işlemleri yapacak iş gücünü bulmak ve en fazla birkaç hafta gibi bir zaman periyotunda bu işleri tamamlamak mümkün değildir.
Umarım Orman ve orman yangınları ile alakalı olarak yeterli bilgi verebilmişimdir. Tüm ASM’de Yaşam okurlarına sevgilerimle.
Kaynaklar
- URL-1 http://ogm.gov.tr
- URL-2 http://bilkent.edu.tr
- URL-3 http://www.cevreveorman. gov.tr.
- URL-4 http://ormancilardernegi.org
- Avcı, M., Korkmaz, M., Alkan, H., 2009. Türkiye’de orman yangınlarının nedenleri üzerine bir değerlendirme. 1. Orman Yangınları İle Mücadele Sempozyumu, 07-10 Ocak, Antalya
- Bilgili, E., 2020. Türkiye’de orman yangınlarına genel bir bakış. Yeşil Dünya, Orman Mühendisleri Odası
- Göktepe, S., 2011. Muğla-Fethiye ormanlarında yangın sorunu, yangınların dağılımı ve yangınlar üzerinde etkili olan ekolojik faktörler. Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta.
DIĞER HABERLER
-
Bir Umut Öyküsü: Doruk Ali'nin Menenjit Yolculuğu #bittinsenmenenjit
26 Ocak 2024, 11:58 -
AHEzone'un Yeni İçeriği Yayında!
28 Kasım 2023, 15:27 -
AHEKON 2023'TE SAĞLIKTA ŞİDDET UNUTULMADI
06 Kasım 2023, 22:51 -
DR. ERDOĞAN:
28 Ekim 2023, 20:16 -
BAKTERİYEL MENENJİT VE MENİNGOKOKAL SEPTİSEMİ, AMPÜTASYONLAR VE HATTA ÖLÜM GİBİ KOMPLİKASYONLARA YOL AÇABİLİRLER
23 Ekim 2023, 16:05 -
AHEF BAŞKANI DR. KEMAL NOYAN KOCAELİ'DE BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
09 Ekim 2023, 14:04 -
AHEF YÖNETİM KURULU BAŞKANI DR. KEMAL NOYAN: “BAZI ASM’LER ÖDENEK YETERSİZLİĞİ NEDENİYLE SAĞLIK ÇALIŞANLARINI İŞTEN ÇIKARMAK ZORUNDA KALIYOR.
20 Eylül 2023, 12:23 -
20 Eylül 2023, 10:10
-
AHEF AİLE HEKİMLİĞİ GÜNLERİ ADANA'DA BAŞLADI
16 Eylül 2023, 15:01 -
SAĞLIK TERÖRÜ DEVAM EDİYOR
16 Eylül 2023, 14:43