Çocuklar kendilerini oyunlarla ifade eder... Oyun terapisiyle çocukları daha iyi anlamak mümkün... Dr. Saadet GÖK, oyun terapisinin çocuklarla iletişimdeki önemini yazdı...

Geleceğimizin emanetçileri çocuklarımızın sağlıklı, kendinden emin ve kendini gerçekleştirmiş birey olabilmeleri, iyi çözümlenmiş çocukluk dönemlerinden geçmektedir. Çocuklar düşündüğümüzden daha derinken ve kendilerini biz yetişkinler kadar ifade edemiyorken oyun terapisi onları anlamada burada devreye giriyor. Oyun terapisinin temelinde oyunun çocuğun kendini ifade etmesinin doğal bir yolu olduğu gerçeği yatar. Oyun çocukların dili, oyuncaklar ise kelimeleridir. Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oyun oynar…

Her insan kendini gerçekleştirebilmek için güçlü bir istek duyar. Bu istek, olgunlaşma, bağımsızlık kazanma ve kendi yönünü tayin etmeyi kapsar. İnsanın bu şekilde bütünlüğe kavuşma arayışı ömür boyu sürer fakat dengeli kişilik yapısının oluşmasında uygun bir büyüme zeminine ihtiyaç vardır.

Oyun terapisi çocuğun büyümesi için ona sunulan çok işlevsel bir fırsattır. Oyun, kendisini ifade etmenin en doğal aracı olduğu için çocuk gerginlik, hayal kırıklığı, güvensizlik, saldırganlık, korku, kafa karışıklığı gibi birikmiş duygularını oyun yoluyla dışarı aktarma fırsatı bulur ve duyguları açığa çıkar; çocuk bunlarla yüzleşir. Duygusal bir rahatlamaya kavuştuğunda, çocuk kendisi olma, psikolojik olgunlaşma ve böylelikle kendiliğini fark etmek için gereken gücü hissetmeye başlar. Oyun terapisi odası iyi bir büyüme zeminidir. En önemli figürün çocuk olduğu bu odada; tam olarak kabul gördüğü için kendisine buradan doğrudan bakabilir, kanatlarını açabileceğini hisseder. Bu odada başlı başına bireydir. Ona itibar edilir ve saygı gösterilir. Bir kasırga kadar hızlı ya da bir kaplumbağa kadar yavaş olabilir ve ne hızı kesilir ne de acele ettirilir.

Oyun terapisi 2-12 yaş arası çocuklara bu konuda yetkin kişiler tarafından, özel olarak hazırlanmış oyun odalarında yapılır.  Oyun terapisi; çocuklarda var olan travmaları, depresyonu, kaygı ve takıntıları, eğer yaşadıysa cinsel istismarı, tuvaletini kaçırma problemini, uyku ve beslenme problemlerini, okul problemleri, akran zorbalığını, duygusal olarak bozuklukları ve düşünce sıkıntılarını ortaya çıkartabilen en başarılı psikoterapik yöntemdir. Bu sayede çocukların iç dünyasıyla bir terapi süreci geçirilir ve yaşadıkları sıkıntıların atlatabilmeleri için profesyonel destek süreci başlar.

Hepimizin çocuklarının çok kıymetli olduğu şu dönemde oyunun tedavi edici tarafının büyüklüğünü bilmek gerekir. Önemsiz ve sıradan olarak gördüğümüz durumların altından çok başka sebepler ve sonuçlar çıkabilir. Onların durumları ne şekilde anladığını çözmek için onların dünyalarına giriş oyuncaklarla olur. Çocukluktan gelen travmalar hayat boyunca omuzlarımızdadır ve çözülmediği durumda etkileri zarar verici olabilir. Edip Cansever’in dediği gibi ”gökyüzü gibi şu çocukluk hiçbir yere gitmiyor.” Gerçekten öyle... Hiçbir olumsuzluk yaşamadan çocukluk geçirmek tabi ki mümkün değil… Önemli olan bunu o dönemde çözüp sonrasına miras bırakmamak… Sevgi ve saygılarımla..